Edirne’de, 26 Ekim Kadın Muhtarlar Günü dolayısıyla Türkiye’nin farklı illerinden 200 kadın muhtarın bir araya geldiği kahvaltı organizyonu gerçekleşti.
Kadın Muhtarlar için düzenlenen etkinliğe İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve birçok davetli katıldı.
Kahvaltı sonrası kadın muhtarlara seslenen Soylu, konuşmasının büyük bölümünü, kadın muhtarların hakları, muhtarlar kanunu, uyuşturucuyla mücadele ve kadın cinayetlerinin önlenmesine ayırdı.
“Muhtarlık kanunu konusunu yaklaşık bir yılı aşkın bir şekilde çalıştık”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 Ekim Muhtarlar Günü’nde müjdesini verdiği muhtarlar kanunu ile ilgili son hazırlıklarını yaptıklarını belirten Bakan Soylu, “Dört başı memur bir muhtarlar kanunu nasıl çıkarabiliriz, nasıl adım atabiliriz, neler yapabiliriz? Genel idari sistemimize katkı koyacak, takip edecek onu bir vesileyle daha fazla güçlendirecek ama muhtarlarımızın ödev ve sorumluluklarıyla yetkilerini de dengeleyecek bir anlayışı nasıl bir şekilde gerçekleştirebiliriz? Bu bir siyasi istismar meselesi değil. Bu bir siyasi taktik meselesi değil.
Tam tersi, devlet aygıtının içerisinde bir muhtar nereye oturmalıdır? Kendi sorumluluklarını, ödevleri, kendi yetkileri ne olmalıdır? Üzerinde hangi sorumlulukları taşıyabilir? Tüm bunları iyi bir şekilde dengeleyerek ortaya koyabilecek bir muhtarlık kanunu konusunu yaklaşık bir yılı aşkın bir şekilde çalıştık.
Ve yine Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bunu külliyede yaptığımız toplantılarda bir araya getirdik, konuştuk. Daha sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kendi grubumuza bir vesileyle bunu sunduk. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımız, 19 Ekim Muhtarlar Günü vesilesiyle 22 bin muhtarın huzurunda ve Türkiye’deki bütün muhtarlarımızın şahsında orada bir sözü daha ortaya koydu. Muhtarlık kanunu bir an önce getirip bunu da artık çıkaralım anlayışını sizinle beraber paylaştı.
Biz de son hazırlıklarımızı, son reaksiyonlarımızı yapıyoruz. Yine muhtarlarımızla burada İller İdaresi Genel Müdürümüz var ve daire başkanlarımız var, daire başkanımız var. Muhtarlarımızla, ilgili federasyon, ilgili temsilciler, illerden gelecek temsilcilerle tekrar üzerinde bir kez daha, son bir kez daha çalışılıp, hemen Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla alelacele bir şekilde inşallah tekrar önerilecektir. İnanıyorum ki Gazi Meclis’te, milletvekilimiz de burada, özellikle kadın milletvekillerimiz de bu konuda orada öncülük edecek ve bir an önce çıkması hususunu da temin edecekler.” dedi.
“Ricam uyuşturucu meselesine dikkat edilmesidir”
Uyuşturucu ile mücadele konusunda kadın muhtarlara da görevler düştüğünü ifade eden Soylu, “Kadın muhtarlarımızdan özellikle ricam; uyuşturucu meselesine dikkat edilmesidir. Özellikle yaklaşık bir yıldır dile getirdiğimiz ‘metamfetamin’ ciddi bir tehdittir. Bizler oluşturduğumuz saha baskısıyla; şunu burada söylemek isterim; eroinin rotasını etrafımızdaki coğrafyada değiştirdik.
Eskiden Doğu Anadolu’da yakaladığımız uyuşturucuların tamamının yüzde 20’si yakalanıyor, geri kalanı batıda yakalanıyordu oradan girdiği için yurt içine. Şimdi yüzde 76’sını sınırlarımızın hemen önünde üç vilayette Ağrı, Van ve Hakkari vilayetinde yakalıyoruz. Geri kalan yüzde 24’ü ancak batıda yakalanıyor.
Yani ciddi bir saha baskısı ortaya koyduk. Geçen yıl 26 ton eroin yakalamıştık, toplam gümrükle beraber. Şimdi toplam şu ana kadar onuncu ayı bitiriyoruz; ancak 6,5 ton yakaladık. Sebep? Çünkü eroin rotası Afganistan üzerinden, İran üzerinden Doğu Akdeniz’e indi. Fakat elbette ki şimdi başka bir tehlikeyle karşı karşıya kaldık.
Geçen yıl yılın toplamında 6 ton metamfetamin yakalamıştık. Bir önceki yıl 3 tondu. Şimdi 10 tonu aştık. Yani bir metamfetamin tehlikesi var. Bu konuda ben hepinize teşekkür ediyorum. Muhtarlarımızdan razıyız. Bazı illerimizde o kadar güçlü iş birlikleri yapılıyor ki; hem annelere ulaşan, ailelere ulaşan muhtarlarımızı görüyorum.
Hem çocukların elinden tutup onları tedaviye götüren muhtarlarımızı, onları hayata tekrar kazandırmaya çalışan kaymakamıyla, valisiyle, emniyet müdürüyle, sağlık müdürüyle onlarla beraber Yeşilay’la hep birlikte çalışan muhtarlarımız görüyorum. Bu büyük bir mücadeledir.” diye konuştu.
“Uyuşturucuya bağlı ölümleri düşürdük”
Uyuşturucuya bağlı ölümlerde de geçen yılın rakamlarına göre yüzde 25’in altında gidildiğini ifade eden Soylu, “2016 yılında Türkiye’nin 920 uyuşturucuya bağlı ölüm vardı. 2017 yılında 941 uyuşturucuya bağlı ölüm vardı. Sonra bu yukarıdan aşağıya düştü. Bu rakamları Adli Tıp Kurumu verir.
Geçen yıl 270 uyuşturucuya bağlı ölüm, yani 941 bir en tepe noktasıysa 241’e, 270’e kadar düştü. Bu yıl geçen yılın adli tıp rakamlarına göre yüzde 25 altında gidiyoruz. Yani esas itibariyle uyuşturucuya bağlı ölümleri düşürdük. Bir takım eroin rotalarını değiştirdik.” ifadelerini kullandı.
“Avrupa eroin şırıngasını bedava dağıtıyor”
Avrupa’da açılan uyuşturucu satan dükkanlar ve uyuşturucu kahvelerini eleştiren Bakan Soylu, “Biz bunları yaparken, bu büyük mücadeleyi gerçekleştirirken, her yıl operasyon sayımızı artırırken, Avrupa, eroin şırıngasını bedava dağıtıyor. Narko shoplar, narko kafeler yani uyuşturucu kahveleri, uyuşturucu satan dükkanlar kuruyorlar.
Sokağın yanında uyuşturucu içmek serbest. Burada anneler olarak da size sesleniyorum. Ailenin temel gereği olan kadınlar olarak da size sesleniyorum. Bütün bunlardan çocuklarımızı, gençlerimizi, gelecek nesillerimizi korumalıyız. Avrupa’dan çocuklarımızı korumalıyız. Biz onlara iyilik yapıyoruz.
Dünyadan, doğudan gelen uyuşturucuyu batıya sevk etmemek için canhıraş mücadele ortaya koyuyoruz, onlar orada hem kimyasal laboratuvarlarında uyuşturucu üretiyorlar hem de dönüyorlar, orada uyuşturucuyu serbest bırakarak, dünyanın her tarafına uyuşturucu içiminin yaygınlaşması için bir kültür oluşturmaya çalışıyorlar.” dedi.
“Geçen yılın yüzde 7 aşağısında kadın cinayetleri”
Aile içi şiddet konusuna da vurgu yapan Bakan Soylu, bu yıl kadın cinayetlerinin geçen yılın yüzde 7 altında olduğunu belirtti. Soylu, “KADES programını ve uyuşturucu ihbarı için UYUMA programını yaygınlaştırmaya ve teşvik etmeye çalışalım. Eskiden karakollarda bu barıştırma hadisesi vardı biliyorsunuz biz yasakladık. Notunu alacaksınız, ilgili tutanağını tutacaksınız, kanuni tedbirlerini alacaksınız ve takibini yapacaksınız. Kadın geldi ve ‘ben vazgeçtim şikayetimden’ dedi.
Vazgeçse dahi o sizin artık sürekli arayıp sormanız, hal hatır etmeniz, başına bir şey gelmesi hususunda utanıp sizi tekrar arayamamazlık etmemesi için o teması devam ettirmeniz en önemlisidir. Çünkü bazen etraf baskısı, mahalle baskısı olabilir ama netice itibariyle eğer biz devletin kurumları olarak, ‘bir şey olmaz’ dersek, yarın bir ölümle burada karşılaşabiliriz.
Şu anda kadın cinayetleri konusunda da bilgi vermek isterim. Geçen yılın yüzde 7 aşağısında kadın cinayetleri. Bizim, bir tanesinin bile olmasına tahammülümüz söz konusu değildir. Bir tanesinin olmaması için de çaba sarf ediyoruz.
Ancak birtakım değerlendirmeler yapıldı, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkınca kadın cinayetleri artacak, şöyle olacak, böyle olacak denildi, hiç böyle bir şey değil. Polis aynı polis, devlet aynı devlet, kanun aynı kanun.” dedi.
“750 vaka elektronik kelepçe vasıtasıyla takip edilmektedir”
İçişleri Bakanlığı Güvenlik Acil Durum Merkezi’nde oluşturulan ‘Elektronik Kelepçe Merkezi’nin dünya tarafından takip edilen bir sistem olduğunu belirten Soylu, “İçişleri Bakanlığı’nın Güvenlik Acil Durum Merkezi’nin hemen altında bir Elektronik Kelepçe Merkezi oluşturduk. Bugün itibarıyla 750 vaka elektronik kelepçe vasıtasıyla takip edilmektedir. 24 saat çalışan bir merkez. İki tane araç var, birisi erkekte birisi kadında duruyor, şiddet uygulayan erkekte ayrıca ayağında kelepçe var.
Eğer kadına ait bir yakınlaşması veya ilgili alanları ihlali söz konusuysa kelepçe ve ilgili araçlar sinyal vermeye başlıyorlar ve hemen bizim polislerimiz olaya müdahale etmeye başlıyorlar. Bu kadar açık ve net. Burada birçok meseleyi birlikte yürütüyoruz.” diye konuştu.