GazeteZ

Amerika’da bir buçuk milyon satan ve dokuz milyon dijital abonesi bulunan New Yorker’ın baş eleştirmeni James Wood ise bu hafta çıkan dergide roman hakkında uzun bir yazı kaleme aldı.

Yazısında romandan övgüyle bahseden Amerika’nın en etkili eleştirmenlerinden Wood, Veba Geceleri’ni “Üç boyutlu bir masal ve uzun, ezici, ama kolay okunan çok olaylı bir roman” diye tanımladı.

“Kendi içine dönük bir alem”

Romanda en hayati olanın veba değil, Pamuk’un kurguları olduğunu belirten Wood, şunları yazdı: “Pamuk’un icadı olan Minger Adası öyle takıntılı bir sevgiyle hayal edilmiş, öyle ayrıntılı, öyle sihirli bir şekilde tamamlanmış, öyle kendi içine dönük ve kişisel bir âlem ki, sanki bir hafıza sarayı gibi pırıl pırıl parıldıyor. Sanki Pamuk gençliğinin kayıp şehrinin, İstanbul’un sürgünde kurulmuş daha mükemmel bir alter egosunu canlandırmış.”


“Cüretkarca, baş döndürücü”

Romanın toplam etkisi cüretkârca baş döndürücü; hem uçucu bir şekilde postmodern hem de ağır bir şekilde gerçekçi… Sanki Italo Calvino’nun Görünmez Kentler romanıyla James Joyce’un nostaljiyle yeniden yarattığı kayıp Dublin ya da Joseph Roth’un yok olmuş Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veba Geceleri’nde birleşmiş.”


Sayfa: 504

“Bu sene okuduğum en iyi roman”

Veba Geceleri bir ay önce Birleşik Krallık’ta yayıNlandığında London Times’ın baş eleştirmeni Peter Kemp roman için başeser ifadesini kullanmıştı. Guardian gazetesinde ise Lucy-Hughes-Hallett Veba Geceleri’nden “Bu sene okuduğum en ilginç roman” diye söz etmişti.

Orman Pamuk turu

Orhan Pamuk, farklı dillerde yayınlanan Veba Geceleri romanını tanıtmak için Eylül ayından bu yana Brüksel, Amsterdam, Londra, Bath, Napoli, Padova, Torino, Paris gibi şehirleri ziyaret etti.

Pamuk ayrıca geçtiğimiz Eylül ayında yayınlanan resimli hatıra defterlerinden seçmeler Uzak Dağlar ve Hatıralar için de New York, Washington ve Philadelphia şehirlerinde okumalar ve röportajlar yaptı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir