GazeteZ

Bu öyküler, bir yandan yazarın ilkgençlik günlerine ait anılarını, aşklarını, dostluklarını anlatarak okuru İzmir semtlerinde dolaştırırken bir yandan da mahalle insanının küçük dünyasındaki o bir zamanların yaşamını gözler önüne seriyor. Yazarın söylediği gibi: “Bir zamanlar bir İzmir vardı.”

Bir umut öyküsü

Duru anlatımıyla öne çıkan öykülerin yer aldığı İmbatla Dol, Kalbim’in bir niteliği de kitabın ikinci öyküsü olan Sınırda’nın, asgari farklılıklarla Kurşun Ata Ata Biter romanının birinci kısmını oluşturması romanın bu öyküye dayandığı ve onun büyümesiyle şekillenmeye başladığı düşünülebilir. Mayınların çevrelediği bir umut öyküsü: Sınırda…

Kitaptan

“Tam o sıraydı, sırtımızda ince bir serinlik duyduk. Ensemizden şakaklarımızdan dolanıp boynumuza da inen ter kurumaya başladı. Saçlarımız dalgalandı, kaşlarımız gerildi. Durmuş sandığımız yüreğimizin gürültüsü kulaklarımıza vurdu. Sustuk. ‘Yaşasın imbat!’ dedi, bağırdı atletli adam. ‘Hey, çocuklar, imbat çıktı!’ İlk kez pencereye gelip duran o genç kadın, Kerim’in kucağına doğru mosmor bir sardunya savurdu. Kerim havadayken yakaladı sardunyayı, acı kokusu imbatla çevremizi sardı. İçimize çektik. Sahiden imbatlı sardunyaydı.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir